Hamilelik Dönemi Sorunları

Hamilelik eğer istenerek ve önceden planlanmış bir şekilde gerçekleştirilmişse kadın içinde anne-baba adayı olan çift içinde oldukça keyifli bir dönemdir. Ancak hamilelik süreci ile birlikte değişen hormonal yapı, fiziksel kısıtlanmalar, oluşabilecek sağlık sorunları gibi pekçok durum bu durumun stresli geçmesine enden olabilir. Bunlara ek olarak istenerek ve planlı bir şekilde gerçekleşmemiş olan gebelik süreçleri, hamilelik sürecinde veya doğum esnasında oluşan çeşitli komplikasyonlar, yenidoğanın bakımı ile ilgili güçlükler, eve yeni katılan bireyin çiftin ilişkisi ve varsa daha büyük olan çocuk üzerindeki etkileri, çiftlerin birbirlerine doğum öncesi ve sonrası süreçlerde ne kadar destek olabildikleri vb. gibi pek çok durumda oldukça fazla strese ve sorunlara yol açabilmektedir. Bebeğin özellikle annenin ruhsal/duygusal yapısındaki değişikliklere çok duyarlı olduğunu göz önüne alındığında gebelik süreci ile başlayan değişimlere sağlıklı bir şekilde uyum gösterebilmek için ihtiyaç duyulduğu takdirde mutlaka psikolojik destek alınmalıdır.

Boşanma Süreci Problemleri

Çiftlerin birlikte gerçekleştirmek istedikleri birçok hayalin sona ermeye başladığı zamandır boşanma süreci. Ve boşanma sonrasında çiftin her ikisinin de boşanmayı çok istediği bir durum dahi olsa yine de kayıp duygusu yaşarlar. Boşanma süreci çoğu zaman oldukça gerilimlidir. Çiftlerin evlilik yaşantısı içinde göz yummaya çalıştıkları ilişkilerindeki aksaklıkların çoğu zaman suçlamaya dönüştüğü zamanlardır boşanma süreci. Mal paylaşımı, varsa çocukların velayetinin paylaşımı ve nafakanın belirlenmesi, yeni ev tutup onu oturulabşlşr hale getirmek için yapılan harcamalar gibi ekonomik zorluklar,ailelerin, çevrelerinin tepkileri gibi bir çok alanda mücadele yürütür boşanmak üzere olan çift. Boşandıktan sonra da kayıp duygusunun yol açtığı yas süreci ile mücadele etmek zorunda kalırlar. Boşanma sürecinin en az doğru şekilde yönetilebilmesi ve yas sürecinin sağlıklı bir şekilde yaşanıp sonlandırılabilmesi için psikoterapötik destek almak çok gerekli ve önemlidir.

Kişilik Bozuklukları

Kişilik, kişinin görece sabit, değişmez ya da değiştirilmesi oldukça güç olan inançlarını, değer yargılarını, kurallarını, prensiplerini içeren yapıya verilen isimdir. Kişi bunlar sayesinde, bunlar aracılığıyla kendisini tanımlar. Kişilik de bozulma olarak tanımlanan durum kişinin, kendisiyle ve/veya çevresiyle olan uyumunu bozan her türlü davranışı içermektedir. Davranışları ortaya çıkran da az önce kişiliği tanımlarken ifade ettiğimiz inançlar, kurallar, değer yargıları, prensipler … gibi şeyler olduğunu göz önüne alacak olursak kişilik bozukluğu olan kişi işlevsel olmayan inançları ve bunlara bağlı olarak ortaya çıkan davranışları nedeniyle yaşamında çeşitli zorluklar yaşayan kişidir aslında. Kişilik sorunları olan bireyler psikoterapi sürecinde terapistleriyle ilişki kurmada da oldukça güçlük yaşarlar. Ancak güvenli bir psikoterapötik ilişki kurulabilirse bu kişilik bozukluğu olan kişinin inançlarının değişip daha işlevsel bir hale gelebilmesi için en gerekli olan durumdur.

Fobiler

Fobiler, kişinin belli durumlara maruz kalma düşüncesine karşı geliştirdikleri gerçekle uyuşmayacak ölçüde korkulardır. Örümcek, kedi fobisi, asansöre, uçağa binme fobisi, karanlıkta fobisi bunlara örnek olarak verilebilir. Kişi örneğin örümceği bir kafes içinde olsa bile görmekten şiddetle korkabilir. Fobiler çoğu zaman bilinçdışı çatışmalara ait olan çözümsüzlüklerin sonucunda ortaya çıkarlar. Bunun anlamı ise fobik bir kişinin fobik reaksiyon geliştirdiği durumla ilgili korkusunun kendisine bile mantıksız gelmesidir. Fobik kişilere uygulanan psikoterapi sürecinde fobilerinin bilinçdışındaki anlamlarının bulunmasına ve farkındalıklarının arttırılarak fobileriyle daha etkin bir biçimde başaçıkabilme becerilerinin desteklenmesine çalışılmaktadır.

Sosyal Fobi

Sosyal fobi kişinin rezil olma korkusu nedeniyle topluluk içinde konuşma, yemek yeme, soru sorma, sunum yapma gibi bir veya birkaç alanda yaşadığı performans kaygısına verilen isimdir. Kişi performansını, bilgi ve becerisini göstermesi gereken zamanlarda oldukça şiddetli bir kaygı yaşar. Hatta bu kaygı hali panik atak yaşanmasına bile neden olabilir. Sosyal fobi durumu kişinin kaygısının artmasına neden olduğu için kişi bildiği şeyleri bile yapmakta zorlanır ve bu sebeple oldukça zor durumlarda kalabilir. Eğer sosyal fobiniz var ise uygun bir terapi yöntemi ve eğer gerekiyorsa ilaç tedavisi yoluyla bu sorun çözümlenebilir. Tedaviye gecikmemek başarı şansını arttıran en önemli faktördür.

Genel İletişim Sorunları

İletişim kurarken yaşanan güçlüklerin kendini doğru ve uygun bir şekilde ifade etmede güçlük çekmeye bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. İletişim veya kendini ifade güçlüğü yaşayan kişiler ihtiyaçlarını dile getirmekte ve başkalarından karşılamalarını talep etmekte oldukça zorlanırlar. Bu kişiler oldukça içe kapanık, sessiz, sakin, utangaç görünümde olabilirler. Bir diğer kendini ifade güçlüğü ise istek ve ihtiyaçlarında aşırı ısrarcı ve talepkar davranma eğiliminde olan kişilerin yaşadığı durumdur. Bu kişiler ise herhangi bir ihtiyaçları belirdiğinde hemen karşılanmasını ister ve beklerler. İhtiyaçları anında karşılanmazsa öfkelenerek taleplerini kaba, kırıcı bir şekilde ortaya koyarlar. Kişi ister çekingen, isterse agresif bir şekilde davransın her iki durumda karşısındaki kişilerle iletişimi ve ilişkiyi bozar, istek ve ihtiyaçlarının karşılanmamasıyla sonuçlanır. Doğru iletişim kurabilmek herhangi bir işte başarılı ve genel olarak da mutlu olmak için bir ön koşul gibidir. Kişiler kendilerini ifade güçlüğü yaşıyorlarsa iletişim becerilerini güçlendirmek ve kendini doğru ve etkin bir şekilde ifade edebilmek için psikoterapi almaları gerekli ve önemlidir.

Çocuklarla İlgili Problemler

Çocuk sahibi olmak birçok çift için yaşamdaki en güzel olaylardan birisidir. Ebeveyn olmak güzel bir yaşam olayı olmakla birlikte çiftin birlikteliğinin içerisine bir de çocuk katıldığı zaman artan görev ve sorumluluklar nedeniyle çiftler arasında çeşitli sorunlar yaşanabilmektedir. Çocuk yetiştirme tutumları arasındaki farklılıklar, çocukla ilgili sorumlulukları eşit bir şekilde üstlenmemek, anne ve baba dışındaki aile fertlerinin ebeveynlerin çocuk yetiştirme tutumuna müdahale etmeleri gibi birçok faktör nedeniyle çiftler çeşitli sorunlar yaşayabilmektedir. Ebeveynlerin çocuklarıyla ilgili yaşadıkları her gerginlik çocuklarını da kuşkusuz ki etkilemektedir. Toplum ruh sağlığını koruyabilmek için çocukların iyi yetiştirilmesi hayati öneme sahiptir. Bu sebeple çocuk sahibi olmaya bağlı olarak ortaya çıkan sorunların sağlıklı bir biçimde çözümlenebilmesi için psikolojik destek almak çok önemlidir.