Evde doktor hizmeti neden gerekli?

Günümüzde hastanelerin ve sağlık kurumlarının yaygınlaşmasıyla, doktor denildiğinde aklımıza kurumda veya muayenehanesinde görev yapan tıp uzmanı geliyor. Oysaki yakın zamana kadar doktorlar hastaları çoğunlukla evde görüyor ve muayenelerini yapıyorlardı. Öyle ki “güneş girmeyen eve doktor girer” sözünü halen sıkça kullanıyoruz. Günümüzde Türkiye’de yıllık olarak doktora müracaat sayısı yaklaşık 718 milyon yani kişi başı yıllık olarak 9 civarında. Sağlık Bakanlığı’nın evde sağlık istatistiklerine göre ise bu sayının çok küçük bir kısmı evde gerçekleşiyor.Evde doktor hizmeti toplumumuzda çok eskiden beri varolan bir olgu. Günümüzden yaklaşık 600 sene önce Fatih Sultan Mehmet tababet yani tıp konusunda bıraktığı vasiyette doktorlar evlere gitsin ve evdeki hastalara şifa götürsün diye belirtmiş.

Fatih Sultan Mehmet’in vasiyeti şöyle: “10 cerrah, 10 tabip ve 3 de yara sarıcı tayin ve nasp eyledim. Bunlar ki ayın belli günlerinde İstanbul’a çıkalar bilâistisna her kapuyu vuralar ve o evde hasta olup olmadığını soralar; var ise şifası, ya da mümkün ise şifayab olalar. Değilse kendilerinden hiç bir karşılık beklemeksizin Darülacezeye kaldırılarak orada salâh bulduralar.”

BURTOM SAĞLIK GRUBU – EVDE SAĞLIK VE BAKIM MERKEZİ

Burtom Evde Sağlık ve Bakım Merkezi
Burtom Evde Sağlık ve Bakım Merkezi

Doktorun hastayı evinde görmesi çok faydalı

Doktorun hastayı, hastanın evinde muayene etmesinin hastanın yaşadığı ortamı ve şartları görmesi açısından önemli faydalar taşıyor. Günümüzde sıklıkla görülen birçok rahatsızlık, kişilerin yaşam şekillerine bağlı olarak gerçekleşmekte, bu yüzden doktorun kişinin bulunduğu ortamı görmesi, oluşturacağı teşhise olumlu katkı yapıyor. Örneğin rutubetin yoğun olduğu bir evde solunum rahatsızlığı olan bir kişi daha zor nefes alacaktır ya da eğer evde çok fazla polen ve toz zerreleri varsa, bu durum evdeki kişinin astım, saman nezlesi ya da alerji riskini arttırıyor olabilir.

Dünya Sağlık Örgütü, sağlık tanımını  “yalnızca hasta veya sakat olmamak değil, bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam bir iyilik hali” olarak yapıyor. Bu yüzden doktorun kişinin sadece biyolojik durumunu değil, psikolojik ve sosyal durumunu da değerlendirmesi çok önemli. Doktorun eve gelmesi ile kişinin doğal ortamındaki durumunu, yakınlarıyla ilişkilerini yani psikolojik ve sosyal durumunu değerlendirmesi kolaylaşıyor.

Benzer şekilde, hastaya ait bazı detaylar sadece evde görülüyor. Bu duruma örnek olarak uzmanlar “öksüren bebek” örneğini sunuyorlar. Bu örnekte aile yenidoğan bebeklerinin sürekli öksürdüğünü söyleyerek, doktora başvuruyor. Bebeği muayene eden doktorlar, öksürük sebebi olacak bir bulguya rastlamıyorlar. Ancak bebek evde öksürmeye devam ettiği için aile farklı kurumlara ve farklı doktorlara başvurmaya devam ediyor ve çare arıyor. En sonunda bebeği evde muayene eden doktor bebeğin bulunduğu odayı ısıtmak amacı ile kömür kullanıldığını farkediyor ve bebeğin başka bir odaya alınmasını sağlıyor. Bu değişiklikten bir süre sonra bebeğin öksürmesi kesiliyor.

Eve doktor hizmetinin bir avantajı da ev ortamında hastanın kendisini daha rahat hissetmesi.  Kendini daha rahat hisseden hasta kendisini ve şikayetlerini daha rahat dile getiriyor ayrıca “beyaz önlük sendromu” yaşamadığı için vital bulguları daha doğru ölçümleniyor. Beyaz önlük sendromu kişilerin tedavi kurumlarında beyaz önlüklü doktor gördükleri zaman heyecanlanmaları ve bundan dolayı tansiyon değerlerinin yükselmesine verilen isim.

Gün geçtikçe eve doktor hizmetine ihtiyaç artıyor

Türkiye’de yaşam süresi gün geçtikçe uzuyor. 1950 yılında 45 yıl olan doğumda beklenen yaşam süresi 2018 yılında 78 yıl olarak gerçekleşti. 65 yaşına gelen bir kişinin ise, kalan yaşam süresi ortalama 17,7 yıl olarak hesaplanıyor, bu süre erkeklerde 16 yıl, kadınlarda 19,2 yılı buluyor. Yaşam süresinin uzamasıyla birlikte, kronik hastalıkların görülme sıklığı artış gösterdi. Yetişkin kişilerin %20’sinde obezite, %17’sinde yüksek tansiyon, %14’ünde kolesterol, %13’ünde diyabet, %4’ünde KOAH ve %4’ünde koroner kalp yetmezliği olduğu ölçülmüş. 65 yaş ve üstü kişilerde ise Alzheimer görülme sıklığı %5, kanser görülme sıklığı %3, Parkinson hastalığı görülme sıklığı ise %2 seviyelerine yükselmiş. Bu demografik değişimlerin sonucunda, kronik rahatsızlığının takibi için düzenli doktor muayenesine ihtiyaç duyan ancak ileri yaşın getirdiği yetersizliklerden dolayı hareket etmekte güçlük çeken kişilerin sayısı hızla artıyor. Bu kişiler için eve doktor hizmeti önemli bir gereklilik.

Son yıllarda özellikle teknolojinin de imkan vermesiyle, eve doktor hizmetinin alternatif olarak televizyon veya bilgisayar ekranları üzerinden yapılan görüntülü doktor görüşmelerin arttığı gözlemlenebilir. Gelişmiş batı Avrupa ülkelerinde ve Amerika’da özellikle sigorta şirketlerinin öncülüğünde gelişen görüntülü doktor görüşmeleri teknoloji kullanmaya yatkın nesillerin çoğalmasıyla popülerlik kazanacağa benziyor.